28 Ocak 2009 Çarşamba

Hırsız Kim

Öğretmen sınıfa öfkeyle girdi. -Çocuklar okulumuzun kantini soyulmuş.kantinle görevli olan arkadaşlarınızla görüştüm.hocam biz hiç böyle bir şey yapar mıyız diyorlar. ama başkasının da yapmasına imkan yok. Çünkü kantinin anahtarı bir tek onlarda var. kapıda da camda da zorlanma yok. yada arkadaşınız olmadığı zamanlarda anahtarı bıraktığı arkadaşları derken, öğrenciler , öğretmenlerinin cümlesini bitirmeye izin vermediler. -Öğretmenim, biz bahçede bulduğumuz şeyleri getirip, sahibini arattırmıyor muyuz? -evet ama. Çocuklar. bunun başka bir açıklaması olabilir mi? -Öğretmenim, bizim atölyenin kapısının anahtarı, okulun , bütün sınıflarının kapısını açıyor. ve bu anahtarı da biz bir haftadır bulamadığımız için atölye yi de kantinin anahtarı ile kilitliyoruz. nasılsa bir yerlerden çıkar diye de umursamadık. teneffüste , atölyeye , bir kız geldi , kaybolan anahtar elinde. -abla bu anahtarı öğretmenimiz masasında buldu. size yolladı diyerek anahtarı verdi ve gitti. Çocuklar şaşkındı . kafaları karışmıştı. Çünkü kayıp anahtar konuşmadan sonra ortaya çıkmıştı. ama sınıftan kimse ayrılmamıştı. konuşmadan da hırsızlıktan da bizim haberimiz var sadece . Öğrencilerden, birisi kafalardaki, karışık ip yumağını çözmüşlüğün heyecanı ile; -kızlar, tamam. bulduk galiba, zeynep , biz tartışırken ne oldu bir şey mi olmuş? diye sorunca. bende, kantini soymuşlar. Öğretmen bizi suçluyor. ama atölyenin anahtarı kayıp arama yapılacak suçlu öylelikle ortaya çıkacak dedim. demek ondaymış ki anahtar ortaya çıktı. derken içindende acaba o olabilir mi ki; diyordu. zeynep, fakir bir kızdı. okula köyden gelip gidiyor, öğlen yemeğini okul veriyordu. kızlar, aralarında plan kurmuşlardı. zeynep, öğle yemeğine inince, birisi yemek alacak, zeynep’in yanında oturacak ona göz kulak olacak, birisi, sınıfa gidip zeynep’in eşyalarını kurcalayacak, biriside koridorda bekleyecekti. ve hepsi görevini endişe içinde başarmak için dağıldılar. Çok geçmeden zeynep’in eşyalarını kurcalayan kız . -kızlar, çabuk disiplin öğretmeni Şenay hanımı yemeğe gitmeden yakalayalım. ayrıca Şenay öğretmen branş öğretmenleriydi. Öğretmenlerini arabasına binerken yakaladılar. İşledikleri suçu itiraf ederek, hocam zeynep’in paltosunun cebinde sigara ve çok fazla para var. arama yaparsanız bulursunuz o zaman korkudan. yaptıysa, hırsızlığı da açıklar belki. Öğretmenleri, arkadaşının eşyalarını karıştırdıkları için önce azarlar gibi baktı ,yemeğe gitmekten vazgeçerek nöbetçi öğretmenlerinize haber verin ben okuldan kaçmasına engel olmak için kapıda bekleyeceğim. Çünkü bu sadece sizi değil branş öğretmeniniz olarak beni de çok üzüyor ve utandırıyor. zeynep okul kapısında arama yapıldığını öğrenince ,sigarayı ve paraları okuldaki yemek yapan kadını ziyarete gelen kızına verdi. elini kolunu sallayarak okuldan çıktı.tabii ki aramada sonuçsuz kaldı. ama öğrenciler zeynep’in yakasını bırakmamışlardı. kendilerini temize çıkarmak zorundaydılar. ve zeynep’i kafede de gözetlediler. emanetlerini alırken görünce, öğretmenlerine haber verdiler. dikkat çekmemek için de okula giren bütün öğrenciler arandı. ama yine sonuç alınamadı. Çünkü zeynep kafe de buluştuğu sevgilisine emanetleri bırakmıştı. zeynep yakalanmamıştı ama uygunsuz şeyler taşıyan başka öğrenciler yakalanmıştı. yemek yapan teyzeye, zeynep’in son günlerde hallerinde değişiklik olup olmadığını sordular. Çünkü teyze zeynep’le aynı köyden geliyordu. başta, işim var. diye başından sağmaya çalıştığı kızlar, bulaşıkları durulamaya başlayınca dili çözülen kadın sormadan anlatmaya başladı. -zeynep son günlerde , beraber gidelim diye yanıma geliyor beni bekliyor, beraber garaja gidiyoruz. ama garajda işim var diye benden ayrılıyor otobüs şoförünü de ben yetişemezsem bekle diye tembihliyor. adamda yolcularda beklerken öfkeleniyor. gelince de bir mazeret anlatıyor. sevgilisi falan mı var bu kızın bilmiyorum. olayın üstünden haftalar geçmiş kantin görevi ellerinden alınmış,suç kanıtlanmadığı için üstü kapatılmış ama kafalarda güven eriyişi başlamıştı. 9/a aile ekonomisi beslenme branşı öğrencileri ise kendilerine atılan çamuru temizleyememenin öfkesi ile zeynep’i gördüklerinde siper alıp manalı manalı dikenli laflar konuşuyorlardı. zeynep yakalanmamanın temizliği ile anlamamazlığa vuruyordu. sadece , kültür derslerinde, rehberlik ve sınıf öğretmenliği derslerinde bir arada oluyorlardı. ve tavırlarını alıp kavga etmemek için kendilerini zor tutuyorlardı. zeynep’in paraya ihtiyacı vardı. o yüzdende herkesten sonra çıkmak için çantasını düzeltiyor, bir şeyler yazıp çiziyordu. okulun tuvaletine girdi. ve beklemeye başladı. beklerken de - iyi ki, anahtarın eşini yaptırdım, diğerini kimse anlamadan yerine koysaydım. daha iyi olacaktı.. neyse ki kanıtlayamadılar. Şimdi aptallar atölyenin anahtarını eve götürüyorlar. götürsünler. ben işimi çoktan sağlama aldım ki. bu sefer hırsızlık kesin onların üstüne kalacak. benimle uğraşmalarının cezasını görsünler bakalım diyerek, tuvaletin merdivenlerinden etrafı süzerek yavaşça çıktı. kimseler yoktu. okul kapısı da kapalıydı . hademenin de üst kattan sesi geliyordu. kantinin kapısını, evinin kapısı gibi rahatça açtı. -ah hikmet hoca, geçen sefer unuttuğun paralar çalındı. hırsızı bulamayınca paşa paşa cebinden ödedin. hala akıllanmamış yine paraları unutmuşsun. yine öder, bir daha da bırakmazsın. onun için hepsini almalı. derken. masanın altından çıkan öğretmeni ve arkadaşlarını görünce, elektrik çarpmış gibi çığlık atarak sıçradı. söyleyecek bir şey yoktu. suç üstü yakalanmıştı. ertesi gün, disiplin kurulu toplandı. zeynep, zengin erkek arkadaşının , karşısında ezik kalmamak , aldığı hediyelerin karşılığını verebilmek için , para çaldığını itiraf ederken , dul annesinin ve köydekilerin duymaması, polise haber verilmemesi için çok yalvardığı halde disiplin suçu alarak okuldan uzaklaştırıldı. sınıf öğretmenliği dersine de giremedi. hikmet öğretmende, 9/a sınıfı , aile ekonomisi ve beslenme branşı öğrencilerini tebrik ederken kendilerini suçladığı için tekrar tekrar özür diledi

0 yorum: